|
|
2003 |
1. | |
2. | |
3. | |
4. | |
5. | |
6. | |
7. | |
8. | |
9. | |
10. | |
|
. . .
|
|
Biriyle fena halde konusmaya ihtiyacim, var
Biriyle fena halde dertlesmeye
Evimde ne sicak bir tabak yemegim, var
Ne de televizyonun sesinden baska ses
Ama içimde bi' yerlerde sabir tasi gizli, sanki
Dogdugum günden bugüne orda duruyor
Sessiz bir kaya düsün deniz kiyisinda, yalniz
Dalgalara gögüs gerip soguktan üsüyor
Ne ahlak ne de sevgi gökten dünyaya, indi
İnsanlik istedi kesfetti hepsini
Dün dogmus bir bebege bile girebilen mikrop, misali
İçimizde hem kötü var hem iyi
Hangisi daha güçlü diye beklemektense
Heyecanla attim kendimi dans pistine
Ayri ayri hepsiyle dans edecektim
Biraz sohbet ederek çözmeyi deneyecektim
Neden böyle olmusuz nerelerde kaybolmusuz
Aklimdaki sorularin hepsini soracaktim
"Senin ne haddine böyle seylerle ugrasmak?"
Diye soran hazirci tembel sen misin?
Böyle yaslanmak olmaz seninki eskimek, çökmek
Ruhu küskün bombos bir bedensin
Kelimeler yetse daha neler neler, buldum
Elimle koymus gibi huzurluyum
Genis ve los bir yer istersen sen de bir, ugra
Dogru yanlis iyi kötü herkes orda
Hangisi daha güçlü diye beklemektense
Heyecanla attim kendimi dans pistine
Ayri ayri hepsiyle dans edecektim
Biraz sohbet ederek çözmeyi deneyecektim
Neden böyle olmusuz nerelerde kaybolmusuz
Aklimdaki sorularin hepsini soracaktim
Ayri ayri hepsiyle dans edecektim
Biraz sohbet ederek çözmeyi deneyecektim
Neden böyle olmusuz nerelerde kaybolmusuz
Aklimdaki sorularin hepsini soracaktim
. . .
|
|
Bu akşam sanki hiç ayrılmamışız gibi hissetmek istedim
En sevdiğim kot pantalonumla en sevdiğim lacivert tişörtümü giydim
Güzel bir akşam yemeği hazırladım, beraber aldığımız mumları yaktım
Şarap açtım, bir sana bir bana iki kadeh çıkardım
Sevgilim ve dostum, babam oğlum
Arkadaşım, aşkım her şeyimdin sen
Çok zaman geçti gitti ikimizden
Özür dilerim seni üzdüysem
Sadece dinle hiçbir şey düşünmeden
Şimdi bunlar geldi içimden
Bu akşam seni çok özledim
Bütün şarabı tek başıma içtim
Kırgınlığım bile geçti kalmadı
Şimdi bunlar geldi içimden
Bu akşam sanki hiç beni kırmamışsın gibi hissetmek istedim
En son tatilimizi düşündüm, ayrılmadan yirmi gün önce
Dünyanın en güzel şehirlerinden birinde yürüdük kilometrelerce
İz bıraktık kaldırımlarda, otelde, caddelerde
Sevgilim ve dostum, babam oğlum
Arkadaşım, aşkım her şeyimdin sen
Çok zaman geçti gitti ikimizden
Özür dilerim seni üzdüysem
Sadece dinle hiçbir şey düşünmeden
Şimdi bunlar geldi içimden
Bu akşam seni çok özledim
Bütün şarabı tek başıma içtim
Kırgınlığım bile geçti kalmadı
Şimdi bunlar geldi içimden
Bu akşam sanki hiç aldatmamışsın gibi hissetmek istedim
Uyurken bile özlerdik birbirimizi delicesine
Düşündüm durdum sordum anlamadım
Beraber yaptığımız şeyleri andım
Seni son kez özledim ve bu şarkıyı yazdım
. . .
|
|
İçimde bir ateş yanıyor, bedenim dar gelir oldu,
Ateşime ister körüklerle gel ister suyla,
İstediğin kadar konuş benimle, istediğin kadar yalan söyle,
Beni ben yapan içimdeki sesleri susturamazsın.
İçine girdiğin küçük kaygan deliği yeni ve büyük bir dünya mı sandın?
İstersen bir aynayla yardım edeyim ama umursamazsın.
Merak etmeden duramıyorum, geceleri nasıl uyuyorsun?
Beni boşver kendine cevap ver lütfen bu kez dürüst olur musun?
Ben şarkımı söylerken istersen sesi açarsın
İstersen kısıp bunu da yok sayarsın
Kimbilir belki gülümser belki ağlarsın
Yüreğimdeki sesleri susturamazsın.
Bir yanım seni hala düşünüyor,
Bir yanım sana fena kızgın
Yalnız sen ve ben biliyoruz olanları, unutturamazsın
Sakın nefret ettiğimi düşünme bende böyle duygular barındıramazsın,
Geçmiş hiç yaşanmamış gibi davransan da baştan yazamazsın.
. . .
|
|
Bir adım daha gelirsen üstüme
Bütün iyi niyetim anlamsız kalacak
Son bir kez daha atarsan üstüme
Zehirli oklarından sana dönecek
Sus pus durmam sakinliğimden
İnsaniyetle çözmeyi sevdiğimden
İlle de savaşmaksa istediğin
Cesaretin var mı yenik düşecek
Bildiğin tek yol savaşmaksa
Aklınla kalbin bir türlü buluşmuyorsa
Senin adın ne, bana ismini söyle
Senin adın ne, bana ismini söyle
Senin adın ne, önce ismini söyle
Neden böyle nefret dolusun söyle
Senin derdin ne, önce derdini söyle
Neden böyle nefret dolusun söyle
Neden önce adını sordum biliyor musun
Biraz kendine dönmen daha iyi olacak
Bir adım daha atmadan önce
Yolun nerde bitiyor baksan iyi olacak
Çok mu anlamsız geldi adını sormam
Kim olduğunu unutmandan olacak
Gördün mü hala anlamaya çabalıyorum
İyi niyet suyumdan kurumuş vadin ıslanacak
Bildiğin tek yol savaşmaksa
Aklınla kalbin bir türlü buluşmuyorsa
Senin adın ne, bana ismini söyle
Senin adın ne, bana ismini söyle
Senin adın ne, önce ismini söyle
Neden böyle nefret dolusun söyle
Senin derdin ne, önce derdini söyle
Neden böyle nefret dolusun söyle
. . .
|
|
Gözlerimin etrafındaki çizgiler artık belli oluyor
Bütün o çizgiler son bir yılda oldu sana bana bize ağlarken
Ben leyla olmuşum kimin umrunda
Mecnun çoktan gitmişken
Bu ne garip bir yangındı böyle
Sen söndün ben yanarken
Peki ben neden hala böyleyim
Neden hala geçmişteyim
Belki de
Ben sana hala aşığım
İşte tam burda karşındayım
Ya şimdi tut elimden
Ya da bir daha sözetme özlemekten
Çook çook çoook karışığım zaten...
Ruhum iki ucun arasında gezinip duruyor
Bugün zaman akmasın dursun ben içinden geçeceğim
Ama neden neden hala böyleyim
Neden hala geçmişteyim
Belki de
Ben sana hala aşığım
İşte tam burda karşındayım
Ya şimdi tut elimden
Ya da bir daha sözetme özlemekten
Çook çook çoook karışığım zaten...
. . .
|
|
Öyle şeyler söyleyebilmek isterdim ki anlatabilmek
Her kelimesi seni çeksin saklasın bir yerlerde; derin
Öyle şeyler gösterebilmek isterdim ki resmedebilmek
Rüzgar olmak isterdim ki eseyim etrafında; serin
Bu bir rüya bu bir dua
Ne dersen de, öyle olsun
Rüzgara karşı uçmaya çalıştım
Gözlerim kapalı seni aradım, seni aradım
Körebe oynar gibi
El yordamıyla, sezgiyle
Çocukken sahip olduğum kırmızı rugan ayakkabılar
Onlar da senin gibi çok tatlıydılar ama;
Canımı yakardılar acıtırdılar
Öyle bir ilaç bulabilmek isterdim ki kurtulabilmek
Aşka dair bıraktığın korkulardan ama yaram çok, derin
Bıçakla keser gibi kesip atabilmek bütün her şeyi
Kesebiliyorsan ruhumu, dene; duygularımı, yüreğimi; beni
Bu bir rüya bu bir dua
Ne dersen de, öyle olsun
Rüzgara karşı uçmaya çalıştım
Gözlerim kapalı seni aradım, seni aradım
Körebe oynar gibi
El yordamıyla, sezgiyle
Çocukken sahip olduğum kırmızı rugan ayakkabılar
Onlar da senin gibi çok tatlıydılar ama;
Canımı yakardılar acıtırdılar
. . .
|
|
Mayın tarlasında dolaşıp durmuşum aşk sanıp da
Herkes arkamdan bağırmış kimseyi duymamışım
Savaş filmlerinde olur ya yaralı yaralı devam etmişim
Sonuna kadar aşk ya yanımdasın sanmışım
Mayın tarlasında yürüyüp durmuşum aşk sanıp da
Tel örgülerde durmamış bir delikten geçmişim
Her şey bana dur demiş kulağım darbe almış duymamışım
Sonuna kadar aşk ya sadece inanmışım
Koşmuşum düşmüşüm kalkmışım
Sevişmek sevmekten gelir inanmışım
Elimden tuttuğunda öyle bir güvenmişim ki
Bize bir şey olmaz sanmışım
Mayın tarlasında bir adam sevmişim aşk sanıp da
Soyunup korkusuzca çırılçıplak kalmışım
Aşk filmlerinde olur ya işte öyle sevmişim
Sonunda bedenim sağlam bulunmuş yüreğim paramparça
. . .
|
|
Gördüğüm rüyanın etkisinden olsa gerek
Garip bir hisle uyandım bu sabah
Ya bugün o günse, hayatın son günüyse
İçimi korku sardı bu sabah
Sevdiğim şeyleri düşündüm sevdiğim insanları
Gördüğüm ve görmediğim yerleri
Son kez uyandıysam ve yapamadığım şeyler varsa
İçimi korku sardı bu sabah
Ya çok yalnızsam
Ya da bomboşsam
Zaten bıkmışsam
Zamanı harcamışsam
Sen, ben, o herkes aynı hikayede
Başı ve sonu aynı gerisi farklı
Bir yerden tutunduysak hayata
Boşa geçirmemeli, bırakmamalı
Derdimiz, yaramız acılarımız farklı olabilir
Gözyaşlarımızın tadı aynı
Değişik, çok başka gibi gözüken yaşamlar varsa da
Pişmanlık herkes için acı olmalı
Ya çok cahilsem
Hiç sevmemişsem
Cesur olmamışsam
Zamanı harcamışsam
Sen, ben, o herkes aynı hikayede
Başı ve sonu aynı gerisi farklı
Bir yerden tutunduysak hayata
Boşa geçirmemeli, bırakmamalı
. . .
|
|
Ben otuz yaşında hayatın ortasında
Küçücük şeylerle mutlu olmanın peşinde
Bazen bir şarkıda bazen de sokaklarda
Hayat bulan genç bir kadınım
Sen erkektin ben de kadın
Gittiğinde yarım kaldım sandığım
Sana çok bağlıydım ama bağımlı değildim
Ardında bıraktığın karmaşayı
Kökünden tamamen kazıdım
Biraz uzun sürdü ama adeta yenilendim
Bir kahve içseydik
Sarılarak ayrılsaydık
Daha iyi olmaz mıydı?
Kaldığın bir otelden
Ayrılır gibi gitmeseydin
Daha iyi olmaz mıydı?
Sözü hiç uzatmadan
Doğruları söyleseydin
Daha kolay olmaz mıydı?
Ayrılmak yeterince zor
Bunu zaten biliyordum
Ama hayatımın en kötü günü haline getirmeseydin
Daha iyi olmaz mıydı?
Ben başı önünde rüzgar nerden eserse
"Evet" diyen biri olamam
İçimden gelen sesi dinlerim durmadan
İster çok güçlü ol ister kahraman
Ben istemez miydim seni andığımda gülümseyebilmeyi
Sana çok bağlıydım ama bağımlı değildim
Elbette beni sonsuza dek sevmek zorunda değildin
Sahibin değildim sadece sevgilindim
. . .
|
|
"Çok parçalandım parçalandıkça çoğaldım"
Diye inanmazsam nasıl yaşarım, nasıl yaşarım...
"Bir gün daha bitti ama yarın yeni bir gün"
Diye inanmazsam nasıl yaşarım, nasıl yaşarım...
Bu da gelir geçer diye inanmazsam
Nasıl yaşarım, nasıl yaşarım, nasıl yaşarım...
Her şey insanlar için
Görmek öğrenmek için
Bazen zor da olsa
Her şey insanlar için
Umut doğurmak için
Hayatla seviştim
"Hiçbir şey boşuna yaşanmamıştır"
Diye inanmazsam nasıl yaşarım, nasıl yaşarım...
"Uyuyordum gözüm açıldı uyandım"
Diye inanmazsam nasıl yaşarım, nasıl yaşarım...
. . .
|
|